25 Eylül 2008 Perşembe

Spor Ahlakı ve Fair Play

Fair Play

Fair Play bir Anglosakson terimidir. Dürüst oyun,dürüst davranış anlamını taşır.
Fair Playın tam anlamı ise: Etik üstü davranıştır. Etik davranış her konuda kuralları dürüstlükle ve saygı ile uygulamak demektir. Fair Play ise tüm bunların üstünde kişisel çıkarları ve hırsları bastırarak yaşamda üstün insan ruhunu ortaya koymaktır. Sevgi, dostluk, kardeşlik anlayışı olan Fair Playın sınırı yoktur. Dünyada tüm sınırlar yapaydır. Çünkü en önemli sınır gönüllerin sınırıdır.

Kelime ilk kez İngiliz Kolejlerinde kullanılmaya başlandı. Ve genelde birbirine çok yakın olarak üç anlam taşır. Öncelikle “iyi oyun” anlamına gelecek biçimde kullanıldı. Sonra “iyi oyunu ortaya koyacak ruh hali ve sporcuya yakışan davranış biçimi” diye, değerlendirildi. Daha sonradan da “iyi oyunu temin edebilmek için, oyuna katılanların tümünün mutlak olarak yerine getirmek zorunda oldukları davranış biçimlerinin tümü” olarak değerlendirildi.

Ülkemizde ise bu kavram genelde “sportmenlik” veya “sportmence” kavramı olarak kullanılıyordu. Ama Son yıllarda artık “fair play” kavramı da dilimize yerleşmiş oldu.

Uluslararası platformda fair play kavramı için iki ayrı belge hazırlanmıştır. 1974 yılında Uluslararası Fair Play Komisyonu tarafından hazırlanan Fair Play Deklerasyonu tüm üye ülkelere gönderildi.

Bu belgede özet olarak “Kendisine ve dolayısıyla diğerlerine (rakibine, takım arkadaşlarına, hakemlere, izleyicilere ve kamuoyuna) saygıya dayanan bir hayat görüşüdür. Bu görüş her ne pahasına olursa olsun kazanmayı, başarılı olmayı reddetmektedir” yazmaktaydı.

Bu kavram sadece sporcular için değil, yöneticiler, hakemler, izleyiciler, coachlar ve yarışmalarla ilgilenen tüm medya kurumları içinde geçerliydi. Onlar da doğrudan veya dolaylı olarak yarışmaların yukarıda ifade edildiği biçimde cereyan etmeleri için çaba sarf etmeleri gerekmektedir.

Özünde fair play olgusu ahlak felsefesi üzerine kurulmuştur.Gerek ahlaklı davranışlar, gerekse olumsuz davranışlar hem Antik çağdaki spor olaylarında, hem de günümüzdeki modern olimpiyatlarda karşılaşılan olaylardır.

Tarihçe

Fair Play’in kullanım kökeni 15. yüzyıla kadar uzanır. Şövalyelerin yarışmalarda centilmenlik dışı davranışları için 'Foul Play' tabiri kullanılmıştır. Fair Play bunun tam aksidir. 16. yüzyılda ünlü yazar William Shakespare Eserlerinde Fair Play tabirini kullanmıştır. Spor diline Fair Play 18. yüzyılda İngilterede girmiş iyi oyun anlamında kullanılmış,uluslararası bir deyim olmuştur. 20. yüzyılın sonuna doğru Fair Playi bir toplumsal eğitim sloganı olarak kullanan kuruluşlar ortaya çıkmıştır.

Dünyada ilk Fair Play Organizasyonun adımı 1963 yılında Gating (Almanya) da UNESCO Gençlik Enstitüsünün tertiplediği bir seminerde atılmıştır. Seminerde Şovenizm ve sporda şiddet konusu tartışmaya açılmıştı.
Toplantıda ICSPE (Uluslar arası Spor ve Beden Eğitimi Kuruluşu) ve AIPS (Dünya Spor Yazarları Derneği) temsilcileri hazır bulundular. 17 Eylul 1963 de Parisde bir araya gelen UNESCO, ICSPE ve AIPS temsilcileri
Sporda Modern Olimpiyatların kurucusu 'Pierre Coubertin' adına bir ödül İhdas ettiler. Aralıkta bir büro kuruldu.29 Mayıs 1973 de bu organizasyon CIFP (Uluslararası Fair Play Konseyi) adını aldı. 20/Ekim/1987 de ise Lozanda yapılan toplantıda IOC Uluslararası Olimpiyat komitesi CIFP’ yi Kendi kuruluşlarına dahil etti ve çatısı altına aldı. CIFP Konseyinde halen Erdoğan Arıpınar (Türkiye), Togay Bayatlı (AIPS Onur başkanı) ünvanı ile yer almaktadırlar.


Avrupa'da

Avrupa ülkelerinin Olimpiyat Komitelerinden destek alan girişimcileri çeşitli Kentlerde küçük toplantılar yaptıktan sonra; 27 Mayıs 1994 de İsviçrenin Zürih kentinde FİFA Binasında toplanarak EFPM Avrupa Fair Play Birliğini Kurdular.EFPM de Türkiye ( Erdoğan Arıpınar, Türkay Peker) kurucu üye Olarak yer aldı. EFPM ilk genel kurulunu 1995 yılında İstanbulda yaptı. EFPM Yönetim kurulunda kurulduğundan bu yana Erdoğan Arıpınar(Türkiye) 2nci başkanlık görevini üstlenmekte; EFPMnin yayın Organı Play Fair Gazetesi ve EFPM Web Sahifesinin genel yayın müdürlüğünü yapmaktadır.

*NOT: CIFP ve EFPM hakkında geniş bilgileri Linkler bölümündeki her iki kuruluşun web sahifesinde bulunmaktadır.

Türkiye'de Fair Play

Uluslararası Olimpiyat Komitesi IOC, 1981Yılında Uluslararası Fair Play Konseyi CIFP’i tanıyıp onu bir kuruluşu olarak kabul etmesinden sonra Fair Play IOC ye bağlı milli Olimpiyat komitelerince gündeme alındı. IOC nin her komitede Fair Playle ilgili bir komisyon kurulmasını tavsiye etmesine üzerine; Türkiye Milli Olimpiyat Komiteside bu konuda çalışmalara başladı.17 Kasım 1981 de Turgut Atakolun başkanlığında toplanan TMOk yönetim kurulu Fair Play komisiyonunu tespit etti. Bunlar Dr.Tarık Özerengin, Avukat Merih Sezen ve Spor Yazarı Doğan Koloğlu, Olimpiyat madalyalı atlet Ruhi Sarıalp, Uluslararası boks hakemi Ahmed Cömert olarak onaylandılar. Komite Mayıs ayında Fair Play Ödülü olarak bir plaket ve diploma yapılmasına karar verdi. Yurt çapında araştırmalar yapan komite Türkiyedeki ilk ödülü 1982 yılında İzmirde Balkan Yelken Şampiyonasında Yunanlı rakibi yanlış yola sapınca onu uyaran sağır ve dilsiz yelkenci Varol Hepağuşlara verdi. Fair Play çalışmalarını yürüten bu küçük komite 1983 yılında büyük bir başarıya imza attı Konya Derbentsporun kalecisi İsmet Karababa takımının küme düşmesi pahasına Hakemin tereddütte kaldığı golü doğruluyarak; Türkiye Fair Play Ödülüne değer görülürken; Bisikletçi Ömer Ali Erikçide Akdeniz turunda vitesi arızalana Yunan rakibine bisikletini vermesi ile Fair Play Ödülünü kazandı. ilk defa O yıl Türkiye CIFP Dünya Fair Play Ödülüne her iki sporcuyu da aday gösterdi. CIFP konseyi ittifakla İsmet Karababaya Fair Playın en büyük ödülü (Baron Pierre de Coubertin) ödülüyle değerlendirdi,, Ömer Ali Erikçide Kutlama mektubu aldı.Parisde yapılan törende İsmet Karababaya ödülü verildi. TMOK CIFP’ e resmi üye oldu ve 1984 yılından itibaren aidat ödemeye başladı. 1985 yılından sonra Fair Play çalışmalarını genel sekreter yardımcısı Avukat Bülent Savcı yürüttü.Savcının Vefatından sonra Genel sekreter yardımcılığına gelen Türkay Peker Fair Playden sorumlu oldu.


Türkiye Fair Play Konseyi (2004 / 2008)
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Konseyi 4 yıl için aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir.
Başkan : Erdoğan ARIPINAR
Başkan Yardımcısı : Türkay PEKER
Togay BAYATLI (Doğal Üye)
Üyeler (Soyadı Alfabetiği) :
- Ali ABALI
- Turgay ATASÜ
- Nurhan AYDIN
- Kahraman BAPÇUM
- Aziz BAŞDOĞAN
- Bilge DONUK
- Ali GÜNDOĞAN
- Neşe GÜNDOĞAN
- Turhan GÖKER
- Özcan MUTLUGİL
- Murat ÖZBAY
- Erdem SAKER
- Doğan ŞAHİN
- Oktar TERTEMİZ
- Yılmaz TOKATLI

Türkiye Fair Play Konseyinin adresi şöyledir:

Adres

:

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Konseyi 4. kısım sonu Olimpiyatevi 34158
ATAKÖY / İSTANBUL

Telefon

:

+90 212 560 07 07

Faks

:

+90 212 560 00 55

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com


Spor Hukuku

1-Dünyada Spor Hukukunun tarihsel gelişimi nasıldır?

Bu bağlamda birkaç örnek vermemiz gerekirse Avrupanın bu dalda en eskisi olduğunu ifade eden, Fransa Limoges Üniversitesi “ Spor Hukuku ve Ekonomisi Merkezi “ 1977de kurulmuştur. İsviçrede Neuchatel Üniversitesinde bulunan ve FIFAnın mali desteği ile kurulmuş olan “Spor Araştırmaları Uluslararası Merkezi “ çok daha genç olup, kuruluşu 1996 yılına aittir. A.B.D. Milwaukeede bulunan Marquette Üniversitesi “ Ulusal Spor Hukuku Enstitüsü “ ise 1989 tarihlidir. Bu örnekleri yerimiz müsait olsa bir hayli arttırabiliriz; ancak hemen söyleyelim, hepsi de geçen yüzyılın son çeyreğine ait oluşumlardır.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Spor Kültürü

Spor Kültürü

Spor evrensel kültürün bir parçası, dünyada dili, ırkı, dini farklı insanları birleştiren önemli bir vasıtadır. Dünya barışına katkı sağlayan bir etkinliktir, diyebileceğimiz gibi çağımız sporunu; fiziksel faydalarının yanı sıra insanların ruhsal sağlığını da olumlu yönde etkilemek, sosyal ve moral kazançlar sağlamak amacı ile yapılan hareketler topluluğu olarak da tanımlayabiliriz. Görüldüğü gibi sporun belirli sözcükle kalıplaşmış klâsik bir tanımı yoktur.

Spor sözlük anlamı olarak lâtince DİSPORTARE ve DESPORT biçiminde "dağıtmak, bir birinden ayırmak" anlamına gelen sözcüklerden 17 yüzyıldan sonra günümüze gelinceye kadar ilk hecesi aşınarak "SPORT" biçimine dönüştüğü araştırmacılar tarafından öne sürülmektedir.

Britannica ansiklopedisi spor'u " Belirli ölçüde güç ve beceri gerektiren yarışmalı ve eğlenceli etkinlikler." olarak tanımlamaktadır.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Spor Nedir ?

Spor

Evrensel kültürün bir parçası, dünyada dili, ırkı, dini farklı insanları birleştiren önemli bir vasıtadır. Dünya barışına katkı sağlayan bir etkinliktir diyebileceğimiz gibi çağımız sporunu, fiziksel faydalarının yanı sıra insanların ruhsal sağlığını da olumlu etkilemek, sosyal ve moral kazançlar sağlamak amacı ile yapılan hareketler topluluğu olarak da tanımlayabiliriz.
Britannica ansiklopedisi spor’u <> olarak tanımlamaktadır. Spor bir yandan popüler ve yaygın oluşuyla diğer yandan genç kuşaklar ve çeşitli sınıf üzerinde etkisiyle önemli bir toplumsal olgudur. Kimi için bir eğlence, saygınlık, dinlenme kaynağı olan spor, kimi içinde bir kazanç yada sömürü kaynağı olmaktadır.
Kapitalist toplumlarda spor; ya bir boş zamanları değerlendirme etkinliği yada kazanç aracı olarak ortaya çıkmakta ya da spora daha çok bu gözle bakılmaktadır. Bu toplumların sınıfsal niteliğine bağlı olarak spor; egemen güçlerin elinde onların çıkarları doğrultusunda kullanılmaktadır. Örneğin; Hitler Almanya’sındaki gibi…Bazılarına göre boş ve gereksiz bir uğraş, bazılarına göre ise üretken olmayan nefretle bakılan ve gerekli bir uğraşıdır. Örneğin; Sporun şeytan işi olduğu söylenmiştir.
Aslında bu farklılığın nedeni sınıflı toplumlarda spor alanında ortaya çıkan eşitsizlikler ve bazen de sporun kötüye kullanılmış olmasıdır.
Spor; çocukluk yıllarında bir oyun biçiminde ortaya çıkar ve bir enerji birikiminin ortaya çıkmasında aile ortamı dışında bazı ilişkilerin ortaya çıkmasına neden olur. Aile ortamına yada toplumsal ortama uyum sağlayamayan gençler spora yöneldikleri zaman psikolojik boşalım nedeniyle rahatlamakta dengeli bir kişiliğe kavuşmaktadır.
Spor; kolektif bir uğraşı olmak nedeni ile insanlar arası ilişkilerin gelişmesine ve toplumsal katılımın artmasına hizmet eder. Aynı zamanda özgürlük bilincinin yerleşmesine de katkıda bulunur. Spor toplumun yapısına ve yöneticilerinin spor politikasına bağlı olarak kitleler arasındaki olumlu ya da olumsuz birikimlere neden olabilir. Aynı zamanda kişiler arasında iş birliğini ve dayanışmayı da arttırır.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com