25 Eylül 2008 Perşembe

Karate

Karate

Boş el manasına gelen karate, herhangi bir araç veya silah kullanmadan veya mücadele sırasında her türlü hücumu kolaylıkla el ile savuşturulabilen bir savunma sanatı ve sporudur.

Bu, becerinin doğruluğuna ulaşmış,uzun yıllar sistemli ve disiplinli bir eğitim sonucu üstün yeteneklerle yüklü el, DO ile bütünleşerek, asaletin ve alçak gönüllülüğün simgesi haline gelmiştir. Karate-Do, silah olarak çıplak ellerin ve ayakların kullanıldığı bir mücadele sanatıdır.

Okinawa'da doğmuş ve Japonya'dan tüm dünyaya yayılmıştır. Karate, Okinawa adasında yüzyıllardır çalışılmakla birlikte Japonya'ya girmesi 1920'li yıllarda, dünyaya yayılması ise ancak 1950'li yıllarda başlamıştır.

Karate-Do'yu farklı kılan 'Do' yani felsefesidir. Karate-Do, Usta-Çırak ilişkisi içinde insanların vücutlarını çalıştırırken, karakterlerinin saldırgan ve kötü yönlerini temizler. Karate-Do nezaket, saygı ve disiplin üzerine kuruludur.

Bütün antrenmanları toplu halde Bayrağımızın selamlanmasıyla başlar ve Bayrağımızın selamlanmasıyla bitirilir. Karate-Do çalışmalarında aslolan sağlıklı vücuda sahip, disiplinli, saygılı, Bayrak ve Vatan sevgisini kalbinde taşıyan nesiller yetiştirmektir.

Japonya'da yayılmaya başladığı 1920-1930 yıllarında Karate-Do, çalışılan ustanın ya da dojonun (salonun) adıyla birlikte anılmaya başlanmıştır. Bunun nedeni ise ustaların Karatede önem verdikleri noktaların ve öğretilerinin birbirlerinden farklı oluşudur.

Bugün dünyada 80'in üzerinde karate stili çalışılmakla birlikte W.K.F. (Dünya Karate Federasyonu) 4 ana stili resmen tanımaktadır.

Bunlar: Shotokan Shito-Ryu Goju-Ryu Wado-Ryu'dur. Ülkemizde W.K.F.'nin tanıdığı 4 stilin hepsinde de Karate çalışmaları yapılmaktadır.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Bowling

Bowling

Bowling temelde basit bir oyundur.Top hat üzerinde yuvarlanır ve lobutlara çarparak devirir. Oyunun kolaylığı, milyonlarca insan tarafından binlerce yıldır oynanmasının ve populer kalmasının en önemli sebebidir.

Bowling topları ve lobutları M.Ö.5200 yılında ölmüş bir Mısır kralının mezarında bulunmuştur. Eski Polinezyalılar bugün ile aynı olan 60 feet uzunluğundaki hatlarda bowling oynarlardı. 4.yy'da Almanya'da bowling dini seremonilerin bir parçası idi.
Lobutları devirebilenler iyi karakterli olarak addediliyorlardı. Martin Luther de bir bowling oyuncusu idi.

İngiliz kralları Edward II ve Richard II, halk sporla çok zaman geçiriyor diyerek bowlingi yasaklamışlardı. Fakat Sir Francis Drake, İspanyol Armadası'na karşı savaşa gitmeden önce bowling oynamıştı.

Bowling Amerika'da kolonyal günlerden beri meşhur olmuştur.İngilizler açık hava bowlingini ithal ettiler,Alman göçmenler 9 lobutlu bowling'i tanıttılar, böylece tarihi oyun bügünün çağdaş 10 lobutlu bowling sporuna evrimleşti.

Oyun standartları üzerindeki karışıklıklar nedeniyle uzman bowling oyuncuları 19.yy'da bowling sporunun standart oyun kurallarına ihtiyacı olduğuna karar verdiler. Ve 1895 tarihinde Amerikan Bowling Kongresi'ni başlattılar. Bayanlar Uluslararası Bowling Kongresi 1916' da faaliyete geçmiştir.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Diwing Dalış

Scuba Diving Nedir ?

Şehir yaşamının olumsuz etkileri ve iş dünyasının monoton, yorucu ve stresli temposu insana zaman zaman bir kabus yaşatıyor. Yinede bu kabusu güzel bir düşe, benzersiz bir serüvene dönüştürmek elinizde... Yıllık izinlerinizde ya da hafta sonu tatillerinizde herşeyden uzaklaşıp hayatın yıpratıcı izlerini silmek ve küçük bir mola verebilmek için mavi sular gizemli bir dünyaya çagırıyor sizi. Sualtının heyecan verici, nefes kesen dünyasını keşfetmek ve maviliklere aşık diğer arkadaşlarınızla birlikte ortak bir duyguyu paylaşmak için, dalmaya var mısınız?

SCUBA DIVING YA DA ALETLİ DALIŞ

Maviliklere daldığınızda, suyun üstündeki herşey geride kalacak... Sıkıntılar, üzüntüler, problemler hepsi uçup gidecek. Yalnızca siz ve çevrenizi saran sualtı dünyasının rengarenk sakinleri kalacak geriye. Hepimiz, bir kerede olsa palet, maske ve şnorkel takımlarına şöyle bir göz atıp suyun altını incelemeye çalışmışızdır kimi zaman, tabii nefesimiz yettiğince. Bu yolla, sualtında saklı güzelliklerin ince detaylarını da yakalamış olabiliriz ama, o büyüleyici atmosferi derinlemesine hissedebilmenin yanlızca belgesellerde gördüğümüz inanılmaz canlılarla tanışabilmenin yolu tüplü dalıştan, “SCUBA” dan geçiyor. Günümüzde bu, modern teknoloji ürünü dalış ekipmanlarıyla hem çok kolay, hem de son derece güvenli. Scuba dalışı için iki şart var; birincisi iyi bir eğitim, ikincisi ise kurallara harfiyen uymak...

Türkiye’de her geçen gün daha da popüler olan Scuba’nın eğitimini veren birçok kuruluş bulmak mümkün ( Dalış kulüpleri, özel dalış merkezleri, üniversite kulüpleri vb.). Şimdi yapmanız gereken, bunlardan birini seçmek ve hemen sualtı serüvenine doğru yola çıkmak...

Karar verdiniz, artık sonsuz mavilikleri keşfetmeniz an meselesi. Hayal etmek bile heyecan verebilir. Artık kimbilir hangi denizlerin, okyanusların gizemli derinliklerinde daha önce hiç görmediğiniz güzellikler sizi karşılayacak ? Tabii eğitiminizi tamamlayıp, tam bir balıkadam olduktan sonra !... Eğitim deyince aklınıza öyle seneler sürecek ağır bir eğitim gelmesin. Yaklaşık bir haftalık bir kurstan sonra başarılı olursanız dalış brövenizi alabileceksiniz. Scuba eğitimi veren kuruluşlar listesinde de görebileceğiniz gibi, ister yaşadığınız şehirde, isterseniz yaz tatili için gittiğiniz yörelerde geçerli olan “BSK”, “BSAC”,“CMAS”, “PADI”, “NAUI” vb. sertifikalarını veren bir dalış merkezi bulmak mümkün.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Scuba Diving Nedir ?

Scuba Diving Nedir ?

Şehir yaşamının olumsuz etkileri ve iş dünyasının monoton, yorucu ve stresli temposu insana zaman zaman bir kabus yaşatıyor. Yinede bu kabusu güzel bir düşe, benzersiz bir serüvene dönüştürmek elinizde... Yıllık izinlerinizde ya da hafta sonu tatillerinizde herşeyden uzaklaşıp hayatın yıpratıcı izlerini silmek ve küçük bir mola verebilmek için mavi sular gizemli bir dünyaya çagırıyor sizi. Sualtının heyecan verici, nefes kesen dünyasını keşfetmek ve maviliklere aşık diğer arkadaşlarınızla birlikte ortak bir duyguyu paylaşmak için, dalmaya var mısınız?

SCUBA DIVING YA DA ALETLİ DALIŞ

Maviliklere daldığınızda, suyun üstündeki herşey geride kalacak... Sıkıntılar, üzüntüler, problemler hepsi uçup gidecek. Yalnızca siz ve çevrenizi saran sualtı dünyasının rengarenk sakinleri kalacak geriye. Hepimiz, bir kerede olsa palet, maske ve şnorkel takımlarına şöyle bir göz atıp suyun altını incelemeye çalışmışızdır kimi zaman, tabii nefesimiz yettiğince. Bu yolla, sualtında saklı güzelliklerin ince detaylarını da yakalamış olabiliriz ama, o büyüleyici atmosferi derinlemesine hissedebilmenin yanlızca belgesellerde gördüğümüz inanılmaz canlılarla tanışabilmenin yolu tüplü dalıştan, “SCUBA” dan geçiyor. Günümüzde bu, modern teknoloji ürünü dalış ekipmanlarıyla hem çok kolay, hem de son derece güvenli. Scuba dalışı için iki şart var; birincisi iyi bir eğitim, ikincisi ise kurallara harfiyen uymak...

Türkiye’de her geçen gün daha da popüler olan Scuba’nın eğitimini veren birçok kuruluş bulmak mümkün ( Dalış kulüpleri, özel dalış merkezleri, üniversite kulüpleri vb.). Şimdi yapmanız gereken, bunlardan birini seçmek ve hemen sualtı serüvenine doğru yola çıkmak...

Karar verdiniz, artık sonsuz mavilikleri keşfetmeniz an meselesi. Hayal etmek bile heyecan verebilir. Artık kimbilir hangi denizlerin, okyanusların gizemli derinliklerinde daha önce hiç görmediğiniz güzellikler sizi karşılayacak ? Tabii eğitiminizi tamamlayıp, tam bir balıkadam olduktan sonra !... Eğitim deyince aklınıza öyle seneler sürecek ağır bir eğitim gelmesin. Yaklaşık bir haftalık bir kurstan sonra başarılı olursanız dalış brövenizi alabileceksiniz. Scuba eğitimi veren kuruluşlar listesinde de görebileceğiniz gibi, ister yaşadığınız şehirde, isterseniz yaz tatili için gittiğiniz yörelerde geçerli olan “BSK”, “BSAC”,“CMAS”, “PADI”, “NAUI” vb. sertifikalarını veren bir dalış merkezi bulmak mümkün.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Buz Pateni

Buz Pateni

Artistik Patinaj, Artistik Buz Pateni veya Figür Pateni, müzik, dans ve sporu bünyesinde birleştirir. Bu unsurların bir arada olması nedeniyle son derece estetik ve rafine bir spor dalı olarak kabul edilir. Figür Pateni özellikle son 30 yılda teknik ve artistik planda büyük bir ilerleme gösterdiği için günümüzde bütün dünyada Televizyon naklen yayınları açısından en çok ilgi çeken spor dalı olmuştur.

Buz Pateni, olimpik ölçü olarak kabul edilen 30 x 60 metrelik buz pistinde yapılır. Türkiye'nin olimpik ölçülerdeki ilk buz pisti, Ankara'da 1987 yılında açılan ve kısaca Bel-Pa olarak bilinen Büyükşehir Belediyesi'nin Buz Pateni Sarayı'dır. İzmit'te 1999′da hizmete giren ve Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Buz Pateni Pisti de, ülkemizin ikinci olimpik buz tesisidir.

İstanbul ve İzmir'de olimpik ölçülere uyan buz pisti henüz yoktur. İstanbul'da patenciler, Galleria alışveriş merkezinde bulunan küçük bir buz pistinde, İzmir ve Antalya'daki patenciler de, aynı şekilde, kurallara uygun olmayan küçük pistlerde çalışmaktadırlar.

Türkiye Buz Sporları Federasyonu 1991′de kuruldu. Daha önceleri başka Federasyonların bünyesinde faaliyetleri yürütülen Artistik Buz Pateni ancak o tarihten sonra bağımsız bir Federasyon çatısı altında örgütlenmiş oldu.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Vücut Geliştirme

Vücut Geliştirme

Vücut Geliştirme, (İngilizce'de Body Building) ağırlık kaldırma, kalori alımı ve diğer uygulamaların biraraya getirilmesiyle kas telciklerinin (fibres) geliştirilmesi işlemidir. Bu aktivite ile uğraşan kişiye vücut geliştirmeci (Body Builder) denir.
Rekabete dayalı bir spor olarak vücut geliştirmede, vücut geliştirmeciler, jüri önünde fiziksel görünüşlerini çeşitli hareket serileriyle sergilerler. Ünlü vücut geliştiricilerden bazıları şunlardır: Larry Scott, Arnold Schwarzenegger, Lou Ferrigno, Flex Wheeler Steve Reeves, Serge Nubret ve yenilerden, Ronnie Coleman ile Jay Cutler.


Tarihi

Vücut geliştirmenin tarihi, taş ve ağaçtan yapılan ve farhanlar (Nallar) denilen el ağırlıklarını (dumbbell veya dambel diye de kullanılır) kullanan atletlerin bulunduğu 11.yüzyıl Hindistan'ına kadar geri gitmektedir. Bu dönemde Hintliler ilk jimnastik salonlarının bir biçimini de inşa ettiklerine dair kanıtlar bulunmaktadır. Ancak bu dönemdeki vücut geliştirme kasların görünümü değil güç arttırımını sağlamak için uygulanmaktaydı.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Yamaç Paraşütü

Yamaç Paraşütü

Yamaç paraşütü, birkaç yenilikçi havacı tarafından 1980'li yılların başlarında serbest
paraşütlerle yamaçlardan koşarak kalkmalarıyla başlamış oldu. Zamanla
paraşütlerin aerodinamik yapılarının gelişmesiyle birlikte performansları da
arttı ve serbest paraşütlerden ayrılarak, planör, yelken kanat gibi amacı uçuş
olan bir alet haline geldi.

Günümüzde pilotların da tecrübesine bağlı olarak, yamaç paraşütü ile küçük
tepelerden kalkılıp, yüzlerce metre yukarılara çıkılabilmekte ve saatlerce
havada kalıp kilometrelerce uzaklara uçulabilmektedir.

Katlandığında bir sırt çantasına sığacak kadar küçülebilmesi ve ağırlığının da
çok az olması bazı dağcıların ilgisini çekmiştir ve dağların zirvelerinden yamaç
paraşütüyle uçarak inenler vardır.

Türkiye'de yamaç paraşütçülüğü hızla gelişmektedir ve ülkemiz uçuşa çok
elverişli noktalara sahiptir. Hemen her şehrimiz civarında uçuşa uygun bölgeler
bulunabilir. Burada özellikle, Türkiye’nin ve dünyanın en iyi uçuş noktası
sayılabilecek Ölüdeniz e sahip olduğumuzu belirtmek lazım. Ayrıca Antalya-Kaş,
Denizli, Isparta, Erzincan, Eskişehir, Erzurum, İzmir, Bolu, Akşehir uçuşa
elverişli diğer şehirlerimizden bazılarıdır
.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Paintball

Paintball

Son 20 yıldır dünyada yaygın bir şekilde oynanan, ülkemize sadece 5 yıl önce girmiş olan "Paintball"; bir "takım ve strateji" oyunudur.

Paintball'da her oyuncunun yüzünde, kırılmaz camlı özel bir maskesi ve elinde ise özel, gazlı silahları(marker diye tabir edilir) vardır. Bu silahlar görünümleriyle gerçek silahları andırır, ancak farklı olarak bunlar öldüren mermiler değil; boyayan kapsüller atar. Kapsüller görünüm olarak misketten farklı degildir, üstleri plastik benzeri (ilaç kapsüllerindeki malzemenin aynısı) bir malzeme kaplı olan bu malzeme, doğa dostudur ve çevreyi kirletmeden kendiliğinden yokolur. Kapsülün içindeki boya ise gıda boyasıdır; yani doğaya ve insanlara zararlı değildir, ayrıca giysilerden de ıslak bir bezle dahi kolayca çıkabilir
.


Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Bilardo

Bilardo

Bilardo bir spor çeşididir. Son yıllarda spor dalları içinde önemli bir yer kaplamaya başlamıştır. Şu anda Avrupa'nın en çok ilgilenilen 5 sporu arasındadır.Bilardo oynamak için gereken aletler; bilardo masası, isteka (bilardo sopası), bilardo topları, tebeşir (istekanın topa daha ölçülü vurmasını ve gereksiz yere kaymamasını sağlar, özellikle falsolu vuruşlarda çok işe yarar), köprü(isteğe göre) (zor uzanılan toplara yetişmeyi sağlar) gerekir.

Bilardoda açı hesaplamak ve hızı ayarlamak iki temel kuraldır. Bilardo kapalı bir alanda oynanır. Bilardo en başta cepli (delikli) bilardo ve cepsiz (deliksiz) bilardo olarak iki temel gruba ayrılır. Cepli bilardoya örnek olarak bilinen 8-Top (Amerikan) bilardosu ve Snooker vardır. Cepsiz bilardoysa 3-Top (3-Bant) bilardo olarak bilinir. Tabi bunların bugüne kadar ulaşamayan çeşitleri de vardır.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Avcılık

Avcılık
Avcılık, ilk canlının tür çeşitliliği oluşumu içersinde yerini almaya başladığı zamandan beri reel bir olgu olarak gelişegelmiştir.
Daha önce de belirtildiği esaslar çerçevesince gelişen bir olgu olduğundan sınıflama yapmak kanımca pek de doğru olmamaktadır. Bu sebeple balık avcılığı, “kara avcılığı” [ki; avlanan belirtilmesi bakımından dil kurallarına zorlama bir uyum içermektedir] gibi sınıflandırılması yanlış olacaktır.
Aynı şekilde bu sınıflandırmanın neye istinaden olduğu anlaşılamayan, tatlısu avcısı, trofe avcısı gibi alt kavramların da yanlışlığı, avcılık kökeni ve gelişimi incelendiğinde boşta, askıda kalacaktır.
Bu çerçeveden hareketle avcılığın biyo-felsefesi diyebileceğimiz olgunun her şeyden önce irdelenmesi gerekmektedir.İlk çağlarda protein kaynakları esas alındığında, avcının becerisi dahilinde ve coğrafi konumuna göre faydalanma esasını oluşturduğunu görebiliyoruz.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Amerikan Futbolu

Amerikan Futbolu
Her spor dalının ortaya çıkışında olduğu gibi, Amerikan Futbolunun ortaya çıkışında da rastlantısal olayların etkisi olmuştur. Bu oyunda, birçok faktörün bir arada olduğu görülür. Amerikan Futbolu oldukça kompleks bir özelliğe sahiptir. Sporun gerçek özellikleri bu oyunda açıklıkla görülebilir: Dayanıklılık, kuvvet, esneklik, sürat, çabukluk, strateji, disiplin, azim v.b. Bu özelliklerin hepsi bu oyunda başarılı olabilmek için, sahip olunması gereken temel özelliklerdir.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Formula 1

Formula 1
Formula 1 insan ve makinenin sınırlarının zorlandığı bir testtir. Otomobili ve sürücüyü en son limitlerine kadar zorlamanın ise tek ve basit bir hedefi var:" Hız."

Formula 1 motor sporlarının doruk noktası olarak kabul edilebilir. Her sezon dünyanın dört kıtasını dolaşan bu yarış serisi tüm dünyada yüz milyonlarca kişiyi ekran başına çekmektedir. Formula 1 sadece en iyi sürücüleri değil, aynı zamanda en iyi mühendisleri ve tasarımcıları da takımların bünyesinde topluyor. Genellikle takımların arkasında bulunan motor üreticileri inanılmaz yüksek bütçelerle en son teknolojiyi kullanarak rakiplerinin bir adım önüne geçmeye çalışıyorlar. Tüm bu çabalar ise genellikle ancak saniyenin yüzde biriyle ölçülen farklar için verilmektedir.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Yüzme

YÜZME

İnsanoğlunun ilk çağlardan bu yana doğaya uyum sağlayabilmek için ihtiyaç duyduğu aktivitelere dayalı spor dalı. Önce hayvanların hareketlerini izleyen, sonra da suyun içinde kol ve bacaklarını içgüdüsel bir biçimde kımıldatan insan, kısa sürede yüzmeyi öğrendi.
Ancak bu aktivitenin organize bir yarış biçimi haline gelmesi 19. yy'a rastlar Bununla birlikte bazı tarih kitaplarının Japonya'da yüzme yarışlarının çok daha eskilere dayandığını, 1603'te Japonların ilk ulusal yarışmayı düzenlediklerinden söz eder.
Yüzme sporuna Avrupa kıtasında öncülük eden İngiliz'lerdir.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Okculuk

OKCULUK

Kökeni insanoğlunun avcılık günlerine dayanan, oku bir yay aracılıyla hedefe göndermeyi amaçlayan spor dalı. Okçuluk ilk kez 1904 yılında olimpiyat programına alındı. Bu branşta ilk dönemlerde Fransa, Belçika ve İngiltere başarılı sonuçlar almış, daha sonraki dönemlerde Amerika, Sovyetler Birliği, Iskandinav ülkeleri ve İtalya bu ülkeleri izlemiştir.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Kürek

KÜREK

İnsanoğlunun denizler ve akarsularla basit araçlar kullanarak mücadelesini temel alan bir spor dalıdır. Küreğin ilk kez ne zaman ve kimler tarafından kullanıldığı tam olarak bilinmiyor. Ancak tarihsel kaynakların çoğu, küreğe benzer gereçlerin ilk olarak Akdeniz'de görüldüğünü, ilk kürek yarışmasının da Mısır'da Nil Nehri üzerinde yapıldığını öne sürerler. İlk kürek yarışı 1715 yılında İngiltere'de Thames Nehri'nde yapıldı. 1900 Paris Olimpiyatlarından beri olimpiyat programında yer alır.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Kano

KANO

Akarsularda zamanla olduğu gibi, güç doğa koşularıyla da mücadele etmeye dayanan ve küçük bir tekneyi tek kürek yardımıyla hedefe ulaştırma prensibi üzerine kurulu spor dalı. Kano, bir olimpiyat sporu olarak çok çeşitli teknelerle yapılır. Bu sınıflar kano ve kayak olmak üzere iki kategoriye ayrılmış olup, kanolara "Canadians" da denir. Kanolar Kızılderililerin teknelerinden doğmuştur.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Futbol

FUTBOL

On birer kişilik iki takım arasında oynanan, küre biçiminde özel bir topun eller kullanılmadan ayak, kafa ve vücudun öteki kısımlarıyla vurularak rakip kaleye sokulmasına dayalı bir spor dalı.
Futbol çağımızın en çok sevilen sporu olarak kabul edilir. Futbolun geçmişi M.Ö. 3000 yıllarına kadar dayanır. Çin'de imparator Huang Ti döneminde (M.Ö. 2697), askerlerin savaşa hazırlık amacıyla Tsu-Cuhu adıyla bir tur futbol oynadıkları, yazılı belgelerden anlaşılır. Bu topun deriden yapılmış, yuvarlak topun, iki kazık arasından geçirilmesine dayanıyordu. Bugünkü modern futbolun kaynağı İngiltere oldu. İngilizler 12.yy'dan itibaren futbol oynamaya başladılar. II Edward tarafından 1314 yılında yasaklandı. 17.yy'a kadar futbol hep gizli oynandı. Futbolculara da halk tarafından hep kötü gözle bakıldı. Kral II.Charles döneminde serbestçe oynanmaya başlamış. 1863 yılında futbol kuralları üzerinde kesin anlaşmaya varıp İngiltere Futbol Federasyonunu kurdular. Bu tarihten sonra da Avrupa ülkelerine ve bütün dünyaya yayıldı. Modern futbol 19.yüzyılın sonlarında Türk toplumunda oynanmaya başladı. Şu an oldukça ilgi duyulan futbol, hemen hemen tüm spor dallarından önce gelir. Türkiye milli maçlarında vermiş olduğu karşılaşmalarda, bir çok başarıya imza atmış bulunmaktadır.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Eskirim

ESKRİM
Kılıçla dövüşme sanatının çeşitli kategorilere ayrılarak ve teknolojik gelişmelerden yararlanarak uygulanmasına dayalı bayan ve erkek sporu. 1896'dan bu yana olimpiyat programlarında yer alan eskrimde İtalyan, Fransız ve Macar sporcular önemli başarılar elde ettiler.

1928'den 1960'a kadar olimpiyat şampiyonluğunu kimseye kaptırmayan tek ülke Macar'lardır.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Cimnastik

CIMNASTIK

Atletizm ve gösteri niteliklerini taşıyan, vücudun esnekliğine, çevikliğine dayalı çeşitli ritmik-artistik hareketlerden oluşan, bayanlar ve erkeklerin yaptığı aletli-aletsiz spor dalı. Cimnastik sporunun kökleri tarih öncesi eski çağlara kadar uzanır.Sosyologlar, insanoğlunun maymunlardaki çevikliğe özenerek ilk cimnastik hareketlerini taklit yoluyla gerçekleştirdiğini belirtirler. Cimnastik, Cin, Pers, Hindistan, Yunan ve Roma uygarlıklarında da önemli yer tutar. Bugünkü modern cimnastiğin temelleri 18.yy'da Almanya'da atıldı. Modern cimnastik, Atina'da düzenlenen 1896 olimpiyatlarından itibaren olimpiyat programlarına alındı.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Boks

BOKS

Özel eldiven takılmış, kilolarına göre sınıflandırılmış, iki kişinin, ring adı verilen kare biçimindeki bir alanda yumruklarıyla vuruşarak birbirlerine üstünlük sağladıkları, amatör veya profesyonel olarak oynanan oyun. En eski spor dallarından biri olan boksun 5 bin yıllık geçmişi vardır. Önceleri askeri amaçlarla, yakın yakın dövüş tekniklerinden biri olarak boks özellikle jimnazyumlarda gençlere öğretiliyordu. Daha sonra güreşin bir parçası olarak spordaki yerini almaya başladı. M.Ö. 2500 yıllarında boks'un bir spor mücadelesi biçiminde uyguladığı, Mezopotamya'da Bağdat yakınlarında bulunan tabletlerdeki kabartmalardan da anlaşıldı. Boks'un temelleri İngiltere'de atıldı. 17.yy'da İngiliz'ler vuruş biçimlerini belirlediler. Şiddet unsurlarını azaltarak olayın sportif yanını geliştirdiler.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Bisiklet

BİSİKLET
İnsan gücünü ise çeviren, pedal veya benzeri bir mekanizma ile çalışan iki tekerlekli motorsuz taşıt aracıyla, özel pistte, yolda veya açık arazide ferdi ve takım halinde yapılan spor dalı. 19.yüzyılda ortaya çıkan ilk bisiklet örnekleriyle başladı. 1690'da Fransız asilzadelerden Sivrac'ın yaptığı ve "Celerifere" adını verdiği iki tahta tekerlekli pedalsız bisiklettir. 1834'te İskoç Kirkpatrick McMillan pedalı icat etti. 1866'da bisiklet yaygınlaşmaya başladı. Bisiklet 1896 da ilk olimpiyatlarda yer aldı. Saate karşı yarış ise 1900'de yapıldı ve halen yarışma olarak kabul edilir.


Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Basketbol

BASKETBOL

Topu yerden 3.05 metre yükseklikteki bir çemberden geçirmeye çalışan beşer kişilik takımların elle oynadıkları oyun.
Basketbol, aslen Kanadalı olan ve 39 yılını Amerika'da spor öğretmenliği yaparak geçiren Dr. James Naismith tarafından bulundu.
İlk basketbol maçı 20 Ocak 1892 günü Springfield YMCA dershanesinde spor salonunda oynandı. Naismith oyunun esaslarını 13 ana maddede topladı. Ülke içindeki işbirliği ile bu oyun iki yıl içinde tüm Amerika'ya yayıldı. Amerikanlı askerler birinci dünya savaşın sırasında basketbol un Avrupa'ya yayılmasında büyük rol oynadılar.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Binicilik

BİNİCİLİK

At terbiyesi, engel atlama, kros gibi ana bölümlerden oluşan bayan ve erkek sporcuların bir arada yarıştığı olimpik atlı spor dalı.
Binicilik sporunun tarihi, İnsanın atı ehlileştirerek binmeye başladığı ilk çağlara dayanır. 4 bin yıllık geçmişiyle en eski spor dallarından biri olarak kabul edilir. M.Ö. 688'de Yunanlılar Iskitler'den öğrendikleri biniciliği "araba yarışları" biçiminde olimpiyat yarışma programına aldılar. 16.yy'da ilk binicilik okulu İtalya'nın Napili kentinde açıldı. At ve binicilik, İslam dünyasında özellikler Türkler arasında önemli bir yer tuttu. Osmanlı İmparatorluğu döneminde köyden büyük şehirlere kadar hemen her kesimde binicilik yarışmaları düzenlendi. Sultan Abdülaziz düzenlediği yarışlar sayesinde bu spor dalına verilen önemi arttırdı. 1913'te Mahmut Şevket Paşa, Sipahiocağı'nı kurdular. Bu ocak sayesinde özellikle ordu, biniciliğimizin en önemli kaynağı haline geldi.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Atletizm

ATLETİZM

İnsanoğlunun yaptığı en eski spor dallarından biri. Fiziksel güç, dayanıklılık, çeviklik, hız gibi nitelikler gerektiren; koşu, yürüyüş, atma ve atlamalardan oluşan çalışmalar, etkinlikler, oyun ve yarışmaları ifade eder. Antropologlar, sosyologlar ve spor araştırmacılarının belirlediklerine göre, insanoğlu çok eski çağlarda yaşama mücadelesi verirken atletizme başladı, Vahşi hayvanların saldırısından kaçmak ya da karnını doyurmak üzere avlayacağı hayvanları kovalamak için koşmayı öğrendi. Kendisini korumak için önce taş, daha sonra mızrak atma tekniklerini geliştirdi. Antik çağda düzenlenen olimpiyat oyunlarının ana yarışma dalını da atletizm oluşturdu. Bilinen ilk olimpiyat şampiyonu M.Ö. 776'da yapılan ilk olimpiyatın 200 metre birincisi Elisle Corebus oldu. Buna paralel olarak KIR KOŞULARI, YOL KOŞULARI, PİST KOŞULARI'dır.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Atıcılık

ATICILIK

Barutun bulunup ateşli silahların kullanılması ile spor görünümüne kavuştu. Hayli masraflı olan bu silah kullanma sporu 19.yüzyılın ortalarında Kuzey Avrupa ülkelerinde ve İngiltere'de başladı. Atıcılıkta ilk dünya şampiyonası 1890'da yapıldı, 1896 Olimpiyatlarının programına alındı. Atıcılık Osmanlı döneminde 1940 yılından itibaren ele alındı. Spor klüplerinin kurulması ve ordunun ilgi göstermesi ile kabul edildi.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Golf

GOLF

Üzerinde doğal Ve yapay engellerden oluşan parkurlar bulunan geniş bir çim arazide, özel bir topu sopalar yardımıyla her parkur sonundaki deliğe en az sayıda sıralı vuruşla sokma esnasına dayanan açık alan sporudur. Rakibe ve skora karşı oynanmadığı için golf, her yaş, cinsiyet ve kondisyonda yapılabilen bir spordur. Golf sporunun kökenin 15.yüzyıllara indiği, bu dönemde Hollandalı denizcilerin golfa benzeyen bir oyunu aralarında ilk kez oynadıkları bilinmektedir. Flemenkçe'de "çomak" anlamına golfun daha sonra denizciler tarafından Britanya adalarına taşındığı sanılmaktadır.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Hentbol

HENTBOL

Kapalı salonda 7, açık alanda 11'er kişilik iki takım arasında, topun elle oynanarak kaleye sokulmasına dayanan spor dalıdır. İlk kez 1927'de İstanbul'da bir açık alan sporu olarak oynanan hentbol, daha sonra yavaş yavaş Anadolu'ya da yayılarak oynanmaya başlanmıştır. Ancak Türkiye'de hentbol, voleybol ve basketbol ile birlikte 1942 yılında "Spor Oyunları Federasyonuna" bağlanınca canlanmaya başlamış, ilk hentbol ligi 1942-43 sezonunda İstanbul Hentbol Ligi adıyla kurulmuş ve o yıl Defterdar Takımı şampiyon olmuştur. 1943-44 ve 1944-45 yılları arasında ise Galatasaray şampiyonluğu elinde tutmuştur. 1945'te ilk kez düzenlenen Türkiye Şampiyonası düzenlenmiş, şampiyon da" Kara Harp Okulu"olmuştur.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Judo

JUDO

Rakibe vurmaksızın denge ve güç unsurlarının kullanarak savunma yapmaya dayanan spor dalıdır. Judo, Jujutsu'dan doğan spor dallarından birisidir. Jujutsu ve Judo Çin karakteri ile yazılan kelimeler olup Ju, her ikisinde de "Yumuşaklaşmak" veya "Yol Verme", Jutsu "Sanat Çalışma", "Do" ise "Prensip" veya "Yol" anlamına gelmektedir. Jujutsu"Yumuşak Sanat",Judo zafer kazanmak için önce yol vermeyi ifade eden "Yumuşaklılık Yolu", Kodokan ise,"Yolu Çalışma Okulu" demektir. Judonun amacı,zihinsel ve ahlâki disiplin yoluyla sağlam karakterli insan yetiştirirken vücudu kuvvetli, faydalı ve sağlıklı yapmaktır. Judoda birinci kural, kuvvete karşı koymadan rakibin kuvvetinden yararlanmak, ikinci kural ise şiddet kullanmamaktır. Judocu rakibine acı vererek değil, onu acı sınırının eşiğine getirerek üstünlüğünü belirtir. Judo bu tür kuralları bedensel ve zihinsel enerjiden en üstün ve en uygun bir şekilde kullanabilme yöntemini öğretirken, bunu yaşamın her döneminde de kullanmasını sağlar.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Halter

HALTER

Halter sporunun geçmişi ilkel toplumlara kadar uzanmaktadır. Söz konusu dönemlerde, erkek çocukları için yapılan "ergenlik sınavında" özel bir taşı en çok kaldıran sınavı kazanmıştır. Halterin bir spor dalı olarak kabul edilmesi ve ilgi görmesi ise 18.yy. sonlarına kadar dayanmaktadır. Ancak Halterciler(Alman Eugene Sandow, Arthur Saxon ve Fransız Louis Apollon) şovmen, haltercilik de panayır ve tiyatrolarda bir gösteri biçimi olarak kabul edilmiştir.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Su Topu

SU TOPU

Havuzda 7'şer kişilik iki takım arasında oynanan, batmaz bir topu rakip takımın kalesine sokmayı amaçlayan su sporudur. Sutopu, süratli bir takım oyunudur ve oyuncuların iyi yüzücüler olmalarının yanı sıra, ciğer kapasitelerinin de çok yüksek olması gerekir.Sutopu, 1870'li yıllarda İngiltere'de ortaya çıkmış; kuralları belirlenmiş olarak ise ilk kez 1890 yılında İngiltere ile İskoçya arasında oynanmıştır. 1900 yılında da Olimpiyat Oyunları'nda yer almıştır. Sutopunun uluslararası yönetim organı, Amatör Yüzme Federasyonu'na (FINA) bağlı Uluslararası Sutopu Yönetim Kurulu olup, 1908'de kurulmuştur. 1920'li yıllarda sutopunun güç ve yetenek isteyen spor dalı olmasını sağlayan derin havuzlar kullanılmaya başlanmıştır. 1937 yılında ise FINA, sutopu oyununun tam şişirilmiş, pas yapma becerisi yüksek topla oynanmasını karara bağlamıştır.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Tekvando

TEKVANDO

Rakibe karşı silahsız olarak, çıplak el ve ayaklarla yapılan savunma tekniklerini içeren spor dalıdır. Tekvandonun kelime anlamı: Tae; ayak, Kwon; el, Do;yol-sanat olup, el ve ayakla savunma sanatı anlamına gelir. Fakat tekvando, sadece bir teknik ve yetenek olmayıp, aynı zamanda felsefi ve insancıl değerler toplamıdır.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Su Kayağı

SU KAYAĞI

Ayağa takılı kayaklar yardımıyla, hızla giden bir teknenin arkasına bağlı olan halata tutunarak su üstünde kaymaya dayanan açık hava sporudur. Su kayağı sporunun ilham kaynağının, karda atlar tarafından çekilen kayakçılar olduğu sanılmaktadır. İlk kez 1925 yılında ABD'li Fred Walter bu spor dalının patentini aldı. Gerçek anlamda bir spor olarak ilk kez denenmesi ise 1920'li yıllarda ABD'li Ralph Samuelson tarafından yapıldı. 1930'lu yıllarda, başta ABD olmak üzere, Avusturalya, İngiltere ve Fransa'da yaygınlaştı, 1946'da ise, dünya çapındaki en önemli karar ve yönetim organı Dünya Su kayağı Birliği "World Waterski Union" (WWSU) kuruldu. 1949 yılında su kayağın da ilk Dünya Şampiyonası yapıldı; daha sonara bu şampiyona düzenli olarak sürdürüldü.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Masa Tenisi

MASA TENİSİ

Bir masanın iki tarafındaki sporcuların ellerindeki raketler yardımıyla küçük bir topu, masanın ortasına gerilmiş ağ üzerinden karşı tarafa geçirmeye çalıştıkları spor dalıdır. Masa tenisi, 16. yüzyılda İngiltere'de yemek masalarının üzerinde lastik bir topun, rakete bezeyen kasnaklar aracılığıyla fırlatılarak oynanması sonucu tesadüfen ortaya çıktı. İlk zamanlar "ping pong" adı verilen bu oyun, 19002 yılında kurulan Ping Pong Birliği'nin, 1921-22 yılları arasında tekrar oluşturulması ile birlikte "Masa Tenisi" olarak anılmaya başlandı.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Kayak

KAYAK

Fiber ya da plastik maddelerden yapılmış olan kayaklarla kar üzerinde çeşitli yönlere kaymaya dayanan spor dalıdır. İnsanlık tarihi kadar eski bir spor dalı olan kayak, insanoğlunun doğa ile yapmış olduğu yaşam savaşı sonucu ortaya çıkmıştır. Tarih öncesi çağlarda insanların kışın karda batmamak amacıyla, ayaklarına bağlamış oldukları çeşitli şekillerdeki ağaç parçaları kayağın en ilkel şeklini temsil etmektedir.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com


Voleybol

VOLEYBOL

Altışar kişiden oluşan iki takımın topu üç pasta filenin üzerinden geçirmeye ve rakip takımın sahasına düşürmelerine dayanan spor dalı.
Voleybol 1885 yılında Amerika'da icat edildi. Holyoke YMCA Okulun'da öğretmenli yapan William Morgan basketbol topunun iç lastiğiyle böyle bir oyunun oynanabileceğini düşündü ve ilk uygulamayı öğrencileri arasında yaptı. 1. Dünya savaşı yıllarında voleybol Uzakdoğu'ya ve Avrupa'ya yayıldı.1964 Tokyo Olimpiyatlarından itibaren olimpiyat programına alınan voleybol'da 80'li yıllara kadar Sovyetler büyük üstünlük kurdu.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Tenis

TENİS

Küçük bir topun raketle vurularak oyun alanının orasına gerilmiş olan file üzerinden karşı sahaya atılmasıyla oynanan spor dalıdır.Tenisin kökeni kimilerine göre antik Roma döneminde, çıplak ya da eldivenli el ile oynanan "tringon" adı verilen oyuna dayanır. Diğer bir görüş ise benzer bir oyunun ilk kez Meksika'da Toltec yerlileri tarafından oynandığı ileri sürülmektedir. Mısır ve İspanya'da bulunan fresklerde ve Rönesans dönemi İtalya'sından kalma resimlerde, "giocco del pallone" ve "juego de pelota" isimleri altında, benzer esaslara dayanan oyunların duvarla çevrili alanlarda oynandığı görülmektedir.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com

Makale


Ülkemizde Sporun Kalkınması

Ulusal takımlar baş sorumlusu Sayın Fatih Terim ülkemiz futbolu açısından beş yıllık gelişme planını açıkladı. Ulaşılmak istenen hedefleri de ortaya koydu; UEFA ve Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu , Ulusal takım içinde Avrupa şampiyonluğu.Bu amaçları gerçekleştirebilmek içinde ilk hedefin ülkedeki ilköğretim okullarının olacağını belirtti.
Ülkemizdeki tüm spor adamları, eğitmenler ve biz Beden Eğitimi Öğretmenleri spordaki gelişmenin temel ayağının ilköğretim okulları olduğunu defalarca belirttik bu yeni bir şey değil.Sayın İskender Gürdöl’ün belirttiği gibi bu ilköğretim okullarının kaçında spor alanı ve salonu bulunmaktadır. Buradaki öğrencilerden sporun alt yapısı oluşturulabilir mi?
Hiçte kötü niyetli düşünmeden ve fakirlik edebiyatı yapmadan belirteyim tabi ki böyle bir şey gerçekleştirilebilir. Zaten sadece ülkemizde değil tüm dünyada en iyi sporcular yoksul yerleşim yerlerinden çıkıp zengin kentlere ve takımlara yönelmektedir. Spordaki en iyi yaratıcılığın mahalle aralarında yapılan sportif karşılaşmalardan çıktığı bilimsel araştırmalara konu olmuştur..
Buraya kadar her şey güzel anlaşılır ancak; göz ardı edilen bir gerçeklik var ki belirtmeden geçilmez; okullarımızda spora yeteri kadar önem veriliyor mu? Bizler öğretmenler olarak bir saat olan beden eğitimi dersini yoğun çabalar sarf ederek iki saate çıkartmıştık. Ama yeni öğretim yılında tekrar bir saate indirileceği ve spor etkinliği adı altında seçmeli ders konulacağı söyleniyor ve bu yönde çalışmalar yapılıyor. Bir saat (40 dk.) olduğunda öğrencinin spor giysisini giymesi, yoklama, teorik anlatım, ısınma, konunun işlenmesi ve öğrencinin yaratıcılığını geliştirecek serbest oyun oynaması hesaplanıyor.
Yirmi yıllık beden eğitimi öğretmeni olarak belirteyim; öğrencinin hazırlanması, yoklama yapılması 10 dk., konunun teorik anlatımı 10 dk., koşu ısınma ve esnetme hareketleri 10 dk. Toplam en az 30 dk’a olur. Kalan 10 dk ‘da öğrenciye ne yaptırabilirsiniz, çocuğun sporu sevmesini sağlayabilir misiniz? Adeta işkence gibi olan spor yapamamanın verdiği eziklikle sadece izleyici rolü verildiğinde küfür etmesini ve şiddet uygulamasını önleyebilir misiniz?
Seçmeli spor etkinliği derseniz; seçmeli dersler biraz araştırılınca görülecektir ki, tamamen okul idaresinin inisiyatifine kalmıştır. Bir çok nedenlerle öğrenciler başka derslere yönlendirilmiştir. Okul müdürü beden eğitimi öğretmeni olan okullarda bile, seçmeli olmasına rağmen öğrencilere seçenek olarak sunulmuyor.
Eğer Türk sporu önemseniyorsa ve hedef olarak ilköğretim okulları konmuşsa başta Sayın Fatih Terim olmak üzere ilgililere sesleniyorum; Lütfen okullarımızdaki bu önemli sorunun çözülmesine yardımcı olun.Söylediklerinizde samimi ve gerçekçi iseniz bu yardımı bekliyoruz. Ve lütfen araştırılsın ülkemizde daha önce beden eğitimi dersi üç saat olarak uygulanmıştı, o tarihlerde sporda başarı grafiği neydi ve takımlarımıza ne yararı olmuştu…
Ahmet ANTMEN


Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com




Spor Felsefesi

1.Spor Felsefesi için ne tür çalışmalar gerekir?

Spor Felsefesi için en önemli iki şeyi yapmak gerekir. Spor ve felsefe. Yalnızca felsefe yapıyorsanız, yalnızca spor yapıyorsanız spor felsefesi yapamazsınız. Spor yapmak için sporun eğitimi almış olmak gerekir, felsefe yapmak için de felsefe eğitimi almak gerekir. Yani rastgele spor yapmaya başlayan bir kişi ile elindeki birkaç felsefe kitabını okumuş kişi bu işi yapamaz.

Dolayısıyla spor felsefesi yapmak için herhangibi bir spor dalında yetişmiş olmak ve felsefde eğitimi almak gerekir. Ne var ki bunlar da yetmez. Spor Felsefesi yapabilmek için kişinin fizyoloji, anatomi, endokronoloji, nöroloji, psikoloji, sosyoloji, spor tarihi, ekonomi, estetik, gibi alanlarda bilgi sahibi olması gereklidir. Bir spor felsefesi çalışması içinde bu alanlardaki bilimsel bilgilere başvurmak zorunluluğu bulunur.

2.Hangi metinler Spor Felsefesi metni değildir?

çoğu zaman içinde değişik filozof yazılarından alıntılar bulunan metinler spor felsefesi metni sanılır. Bir yazının içinde felsefe metinleri buluması o yazının felsefe metni olduğunu göstermez. Bir yazının içinde filozof yazısı bulunmaması da o yazının felsefe metni olmadığını göstermez. Öyleyse neye bakmak gerekir? Sorun yazıda bir spor felsefesi sorusu sorulup, sorulmadığıdır. Eğer bir felsefe sorusu sorulup, felsefe tavrı ile yanıtlandıysa o bir felsefe metnidir.

çok zaman spor ile ilgili bazı alanlar spor felsefesi olarak algılanır. Bunların en başta geleni ise olimpizmdir.

3.Olimpizm nedir?

Olimpizm spor olayının temel özelliklerinden hareketle , ortaya koyulmuş bir dünya görüşü ve yaşam anlayışıdır. Olimpizm felsefe gibi dinamik, devinen, gelişen bir bilgi alanı değilidir. çünkü “sporun özü nedir?” sorusuna sonsuzca yanıt verielebilir. Bu yanıtların hepsi geçerli olabilir ve soruya değişik aydınlanmalar sağlayablilir. Oysa olimpizm belirli bir anlayıştır. Hatta Olimpik Anlaşma (Olympic Charter) ile kuralları ve ilkeleri belli edilmiştir. Değişken ve gelişken değildir.

Olimpizmden hareketle olimpiyat oyunları düzenleyebilirsiniz, ama hejhangibi bir spor felsefesinden hareketle hiçbir spor müsabakası düzenleyemezsiniz.

Spor Felsefesi yaparken, olimpik ilkelerden yararlanılabilinir.

4.Olimpizm ve Olimpiyatların ilişkisi nedir?

Olimpiyat Oyunları Olimpik İlkelere (Olimpik Anlaşmaa /Olympic Charter ‘da belirlenmiş) göre düzenlenirler. Olimpiyat Oyunlarının amacı olimpizmin içinde bulunan dostluk, kardeşlik, mükemmellik, daha iyi ve güzele ulaşmak, her türlü dil, din, ırk , politik görüş ve benzerlerinin üzerinde yaşayabilmeyi insanlara anımsatmak ve yaşatmak amacıyla düzenlenir. Bu nedenle olimpizm , olimpiyat oyunlarının temel anlayışıdır.

5.Spor Felsefesi dünyada ve Türkiyede ne zaman başlamıştır?

Bir felsefe olarak Spor Felsefesinin başlayışı 1950li yıllara kadar geri gitmektedir. Avrupada ilk Spor Felsefesi Sempozyumu 1952 yılında Almanyada Osnabrückte düzenlenmiştir. Ne var ki Spor Felsefesini hazırlayan çalışmaları modern çağ için Rönesansa kadar geri götürebiliriz. Bu çalışmalar 18. yyde üç ülkede İsveç, Almanya ve İngilterede önemli gelişmeler gösterirler. İkinci Dünya Savaşından sonraki yıllarda felsefede ciddi bir çalışma alanı oluşturur. Spor Felsefesi bağımsız bir felsefe disiplini olarak görüldüğü gibi Yaşama Felsefesinin bir alanı olarak da ele alınmaktadır. Ülkemizdeki başlayışı bu çizgide olmuştur.

Ülkemizde Spor Felsefesi ilk kez 11-12 Kasım 1990 tarihlerinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde düzenlenen “Türk Alman Kültür diyalogunda Spor Felsefesine yeni yaklaşımlar” isimli sempozyumla başlamıştır.

Böylece yapılmakta olan Spor Felsefesi çalışmaları ilk kez Doç.Dr.Atilla Erdemlinin öncülüğünde derli toplu bir tartışma ortamına girmiş ve kitaplaştırılmıştır. Günümüzde bazı Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokullarında Spor Felsefesi dersi lisans düzeyinde verilmektedir.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com


Spor Psikolojisi

SPOR PSİKOLOJİSİ
İnsan vücudu, bilindiği gibi fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik bir saç ayağı üzerinde iç ve dış dengesini kurmuştur. Bu ayakların her biri, insanın sağlıklı bir yaşam sürmesini ve sağlıklı davranışlar sergilemesine neden olmaktadır. Aşağıdaki satırlarda spor psikoloji ile ilgili bazı temel kavramların tanımlarını bulacaksınız.

Motivasyon nedir?

Sportif yüksek performansın elde edilmesi için sporcunun uzun ve yoğun antrenmanlara katlanması, ulaşılmış olduğu performansı değişik hava koşulları altında, rakip ve seyirci etkisine rağmen sergileyebilmesi onun motivasyonu ile ilgilidir.
Değişik nedenlere bağlı olarak bir davranışta bulunmak veya bulunmamak, bir işi yapmak ya da yapmamak motivasyonun hangi yönde ve ne kadar kuvvetli olduğu ile bağlantılıdır.
Burada motiv, bireyin içinde yaşadığı biyolojik ve sosyal ortamda varlığını sürdürmeye yönelik davranışlarının nedenidir.
Motivasyon ise bilinçli ve bilinçsiz, kalıtımsal ve öğrenilen psikolojik seyir ve durum için kullanılan bir terimdir.
Kısacası motivasyon, durumun şartları ve motiv arasındaki oyundur.
Motivasyon performansı olumlu yönde etkileyecek şekilde kullanabilmek için antrenörün sporcularını yakından tanıması, onların ilgi ve gereksinimleri konusunda ilgilere sahip olması gerekmektedir. Bu konuda olanak var ise bir psikologla çalışmak en yararlı şekildir.

Sporda hedef belirlemenin önemi nedir?

Sporda hedef belirleme, sporcunun amacına ulaşabilmek içim öncelikle elde edilmesi gereken özelliklerin ortaya konulması anlamına gelir. Hedeflerin belirlenmesi, sporcunun performansını geliştirmek için planlamalar yaparken antrenöre yol gösterir.
Sporcudan beklenenlerin neler olduğunu açık ve anlaşılır biçimde ortaya koyacağı için de sporcunun motivasyonunu artırarak, çalışmanın kalitesini yükseltir. Sporda hedefler belirlenirken sporcunun sahip olduğu fiziksel ve psikolojik beceriler göz önünde bulundurulmalıdır.
Ulaşılması çok zor olan hedefler ya da hemen başarılabilecek kolay hedefler bir yarar sağlamaz. Sporda yeni başlamış, kendi kapasitesi ve spor branşıyla ilgili yeterli bilgisi olmayan genç sporcularda hedef belirlemeyi antrenör yapılmalıdır.

Ancak, ilerlemiş sporcularda, hedefin sporcunun kendisi tarafından belirlenmesi sporcunun daha istekli ve sorumlu davranmasını sağlar. Bu durumu antrenör ve sporcu arasında samimi ve güvene dayalı bir ilişki bulunmalı, sporcunun hedeflerini belirlemesine ona yardımcı olmalıdır.

Psikotonik antrenman nedir?

Psikotonik antrenman, sporcuların psikolojik durumunu ayarlamak için kas tonusunun (geriminin) bilinçli olarak ayarlanması prensibine dayanır. Uygulamaya bakıldığında bir çok kas tonusunu ayarlama tekniği vardır. Bunlar sırasıyla, otojenik antrenman tekniği, progresif (gittikçe artan) rahatlama tekniği, psikofizik antrenman tekniği, aktif tonus ayarlama tekniği v. b dir

Zihinsel antrenman nedir?

Zihinsel antrenman yapılacak olan hareketin uygulama olmaksızın yoğun bir şekilde zihinde canlandırılmasıdır. Vücut bilinçli hareketlerinin tamamında beynin verdiği emirlere uymak durumundadır.
Bu yüzden zihinsel antrenman, fiziksel antrenman ile birlikte düşünülmeli ve antrenman programları kapsamında mutlaka yer almalıdır.
Bir hareketin zihinde canlandırılması sırasında ilgili kaslarda, o hareketin uygulamalı olarak yapıldığı zaman olduğu gibi elektrik akımlarının oluştuğu tespit edilmiştir.
Bu yüzden sporcuların kendi spor dallarında öğrenmek veya geliştirmek istedikleri becerileri doğru şekliyle zihinde canlandırmaları, daha çok tekrar yapmalarını sağlayacağı için yararlıdır.

Meditasyon nedir?

Meditasyon konsantrasyonu geliştiren bilinçli bir zihin çalışmasıdır. doğu kültüründe günlük yaşamın bir parçası olan meditasyon, günümüzde dünyanın pek çok ülkesinde kullanılır. Meditasyon yoluyla rahatladıkları, daha huzurlu ve mutlu oldukları bilinmektedir.

Spora meditasyon kendine güvenme motivasyonu yükseltme olumlum düşünce geliştirme ve stresi azaltarak ideal performansa ulaşmak amacıyla zihinsel antrenman olarak kullanılmaktadır.

Meditasyon kolaylıkla herkes tarafından uygulanabilir. Etkili olabilmesi için günde en az iki kere mümkünse aynı saat ve aynı yerlerde tekrarlanmalıdır. Meditasyona skin bir ortamda ve rahat bir pozisyonda derin nefes alıp vererek başlanır. sembol olarak bir obje veya sözcüğe yoğunlaşılır. Meditasyon yapılırken uykulu durumda olmamalı zihni berrak olmalıdır

Sibervizyon nedir?

Gelişmiş ülkelerdeki spor psikologlarının, sporcuların performansını geliştirmek amacıyla kullandıkları zihinsel tekniklerden biridir. Özellikle gelişme dönemindeki sporcularda son derece faydalı bir tekniktir.

Bu teknikle ilgili spor dalındaki şampiyonlardan biri model olarak alınır. Zihinde o sporcu canlandırılır. Hareketleri, tekniği, başarıları canlıymış gibi net ve parlak görülür. sporcu belirli bir seviyeye ulaştıktan sonra model aldığı sporcu yerine kendisini koyarak düşünür.

Aynı mükemmel teknik ve başarıları kendinin sergilediğin, zihinde canlandırılır.

Böylece kendine güvenme, kendi hakkında olumlu düşünceler geliştirme, başaracağından emin olma gibi duygular hakim olmaya başlar.

Stres nedir?

Organizmanın ruhsal ve bedensel olarak zorlanması sonucu ortaya çıkan bedensel, zihinsel, psikolojik ve davranışsal rahatsızlıklar şeklinde ortaya çıkan durum stres olarak adlandırılır

Bilindiği gibi stres organizmanın ruhsal ve bedensel olarak zorlanması sonucu ortaya çıkan bedensel, zihinsel psikolojik ve davranışsal rahatsızlıklar şeklinde ortaya çıkan durumdur. Milyonlarca insana bir anda coşku ya da hüzün yaşatabilen spor müsabakalarında başrolü oynayan sporcu da hem bedensel hem ruhsal olarak yoğun yüklenmeler altındadır. İstenen performansı sergileyebilmek için, uzun süreli antrenmanlara katlanmak zorundadır. Özel yaşamı dahil her hareketi kontrol altında tutulan sporcudan tek istenen kazanmaktır. Her yarışma sporcu için sosyal ve ekonomik açıdan büyük önem taşır. Böylesi bir ortamda sporcunun fiziksel özellikleri ne kadar mükemmel ve geçirdiği antrenman süreci ne kadar kusursuz olursa olsun başarıya ulaşması stresle başa çıkabilme yeteneğine bağlıdır.

Biyoritm nedir?

Günümüzde antrenman programları uygulanırken ya da müsabık takım listesi belirlenirken göz önünde olan konulardan biride sporcularının biyoritm eğrileridir. Biyoritm eğrileri fiziksel duygusal ve düşünsel sistemleri yöneten enerji dalgalarının seyrini gösterir. Her organizma fiziksel, duygusal ve düşünsel olarak periyodik bir dalgalanma içinde canlanma ve dinlenme evreleri geçirir

Bu konu 20. y. y başlarından itibaren tıp, hava ve kara trafiği, sanayi, sigorta ve giderek spor alanlarında dikkate alınmaya başlanmıştır. Bu alanlarda yapılan pek çok araştırma, alınan sonuçların biyoritm grafiklerinin durumları ile yakından ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır.

Fiziksel devre 23 gün sürer. Bu sürenini ilk yarısında fiziksel güç ve dayanıklılık yüksektir. İkinci yarısında ise fiziksel kapasite düşük olduğundan organizma çabuk yorulur. Hal böyle ise sporcunun durumunu bilerek değerlendirmek, yüklenme yoğunluğunu azaltamayacağımız bir zamanda ya da müsabakada ise uygun ilaçlarla destekleyerek, hasta olma, sakatlanma v. b riskleri azaltmak gerekir.

Duygusal devre 28 gün sürer. Bu sürenin ilk yarısında sinir sistemi ile ilgili sevgi, zeka, duygu gibi durumlar olumludur. İkinci yarısında ise sinirli, alıngan davranışları bakımından olumsuzdur. Bu durumlarda sporcuya karşı tahammül gösterip, anlayışlı davranmak ve motive etmek için uygun yolları seçmek gerekir.

Zihinsel devre 33 gün sürer. Bu sürenin ilk yarısında kişi öğrenmeye daha yatkındır. Kolay kavrar ve net düşünebilir, hafıza iyi çalışır. İkinci yarıda ise düşünme kapasitesinin tamamı kullanılmadığı için öğrenme zordur. Yaratıcı düşünemez ve çözüm yolları bulmada güçlük çeker. Bu durumdaki sporcunun özellikle süratle devam eden müsabaka içinde zekice ve çabuk kararlar vermesi beklenmemelidir.

Her üç devrenin birini, sonuncu ve ortasındaki günler kritik günlerdir. Bu günlerde kişinin özellikle dikkatli olması mecbur kalmadığında önemli kararlar almaması, önemli ve yeni denemelerde bulunmaması gerekir. Özellikle fiziksel devrenin kritik günü çakışan diğer kritik gün var ise “ikili kritik gün”oluşmuştur. Ve son derece riskli bir durumdur. Araştırmacılar böyle ikili kritik günlerin yılda en çok altı kez ortaya çıkabileceğini ve bu sayının azlığının şans olarak görülmemesi gerektiğini belirtmektedirler.


Circudian ritm nedir?

Circudain ritm, günün 24 saati içindeki pek çok fizyolojik ve psikolojik süreçteki ritmlerin tümüdür.

Bunların nöro-müsküler (sinir-kas) koordinasyon, fiziksel çalışma kapasitesi (PWC-Physical work capacity) reaksiyon süresi (reaction time) kas dayanıklılığı, kavrama kuvveti, ana eklemlerdeki hareketlilik, vücut ısısı, kalp vurum sayısı, kan plazma volümü, oksijen kullanımı ve protein konsantrasyonu v. b

Literatürde 24 saatlik bir gün süreci içinde bir süre yüksek verim ve yavaşlama gösteren üçyüzbinin üzerinde fizyolojik fonksiyon olduğu görülmektedir. Antrenman planlanırken bu konu göz önüne alınmalıdır.

Acil enerji kaynağı olan karaciğer glikojen deposu sabahın geç saatlerinde en yüksek düzeydedir. Gecenin ortasına doğru da azalmaya başlar.

Zorlu egzersizlerin şiddetine vücudun şiddetine adaptasyonunu sağlamak için kas tonusu ve kuvvetine etki eden endokrin sisteminde özel circudian ritmleri vardır.

Bu tür etki gösteren hormonları başında kortisol gelir. Kortisol her sabah uyandıktan sonra maksimum düzeye çıkar ve akşam minimum düzeye iner.

Yorgunlukla yakından ilgili bir hormon olan melatonin yemek yeme alışkanlıkları ile gece ve gündüz siklusuna bağlıdır.

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com


Spor Ahlakı ve Fair Play

Fair Play

Fair Play bir Anglosakson terimidir. Dürüst oyun,dürüst davranış anlamını taşır.
Fair Playın tam anlamı ise: Etik üstü davranıştır. Etik davranış her konuda kuralları dürüstlükle ve saygı ile uygulamak demektir. Fair Play ise tüm bunların üstünde kişisel çıkarları ve hırsları bastırarak yaşamda üstün insan ruhunu ortaya koymaktır. Sevgi, dostluk, kardeşlik anlayışı olan Fair Playın sınırı yoktur. Dünyada tüm sınırlar yapaydır. Çünkü en önemli sınır gönüllerin sınırıdır.

Kelime ilk kez İngiliz Kolejlerinde kullanılmaya başlandı. Ve genelde birbirine çok yakın olarak üç anlam taşır. Öncelikle “iyi oyun” anlamına gelecek biçimde kullanıldı. Sonra “iyi oyunu ortaya koyacak ruh hali ve sporcuya yakışan davranış biçimi” diye, değerlendirildi. Daha sonradan da “iyi oyunu temin edebilmek için, oyuna katılanların tümünün mutlak olarak yerine getirmek zorunda oldukları davranış biçimlerinin tümü” olarak değerlendirildi.

Ülkemizde ise bu kavram genelde “sportmenlik” veya “sportmence” kavramı olarak kullanılıyordu. Ama Son yıllarda artık “fair play” kavramı da dilimize yerleşmiş oldu.

Uluslararası platformda fair play kavramı için iki ayrı belge hazırlanmıştır. 1974 yılında Uluslararası Fair Play Komisyonu tarafından hazırlanan Fair Play Deklerasyonu tüm üye ülkelere gönderildi.

Bu belgede özet olarak “Kendisine ve dolayısıyla diğerlerine (rakibine, takım arkadaşlarına, hakemlere, izleyicilere ve kamuoyuna) saygıya dayanan bir hayat görüşüdür. Bu görüş her ne pahasına olursa olsun kazanmayı, başarılı olmayı reddetmektedir” yazmaktaydı.

Bu kavram sadece sporcular için değil, yöneticiler, hakemler, izleyiciler, coachlar ve yarışmalarla ilgilenen tüm medya kurumları içinde geçerliydi. Onlar da doğrudan veya dolaylı olarak yarışmaların yukarıda ifade edildiği biçimde cereyan etmeleri için çaba sarf etmeleri gerekmektedir.

Özünde fair play olgusu ahlak felsefesi üzerine kurulmuştur.Gerek ahlaklı davranışlar, gerekse olumsuz davranışlar hem Antik çağdaki spor olaylarında, hem de günümüzdeki modern olimpiyatlarda karşılaşılan olaylardır.

Tarihçe

Fair Play’in kullanım kökeni 15. yüzyıla kadar uzanır. Şövalyelerin yarışmalarda centilmenlik dışı davranışları için 'Foul Play' tabiri kullanılmıştır. Fair Play bunun tam aksidir. 16. yüzyılda ünlü yazar William Shakespare Eserlerinde Fair Play tabirini kullanmıştır. Spor diline Fair Play 18. yüzyılda İngilterede girmiş iyi oyun anlamında kullanılmış,uluslararası bir deyim olmuştur. 20. yüzyılın sonuna doğru Fair Playi bir toplumsal eğitim sloganı olarak kullanan kuruluşlar ortaya çıkmıştır.

Dünyada ilk Fair Play Organizasyonun adımı 1963 yılında Gating (Almanya) da UNESCO Gençlik Enstitüsünün tertiplediği bir seminerde atılmıştır. Seminerde Şovenizm ve sporda şiddet konusu tartışmaya açılmıştı.
Toplantıda ICSPE (Uluslar arası Spor ve Beden Eğitimi Kuruluşu) ve AIPS (Dünya Spor Yazarları Derneği) temsilcileri hazır bulundular. 17 Eylul 1963 de Parisde bir araya gelen UNESCO, ICSPE ve AIPS temsilcileri
Sporda Modern Olimpiyatların kurucusu 'Pierre Coubertin' adına bir ödül İhdas ettiler. Aralıkta bir büro kuruldu.29 Mayıs 1973 de bu organizasyon CIFP (Uluslararası Fair Play Konseyi) adını aldı. 20/Ekim/1987 de ise Lozanda yapılan toplantıda IOC Uluslararası Olimpiyat komitesi CIFP’ yi Kendi kuruluşlarına dahil etti ve çatısı altına aldı. CIFP Konseyinde halen Erdoğan Arıpınar (Türkiye), Togay Bayatlı (AIPS Onur başkanı) ünvanı ile yer almaktadırlar.


Avrupa'da

Avrupa ülkelerinin Olimpiyat Komitelerinden destek alan girişimcileri çeşitli Kentlerde küçük toplantılar yaptıktan sonra; 27 Mayıs 1994 de İsviçrenin Zürih kentinde FİFA Binasında toplanarak EFPM Avrupa Fair Play Birliğini Kurdular.EFPM de Türkiye ( Erdoğan Arıpınar, Türkay Peker) kurucu üye Olarak yer aldı. EFPM ilk genel kurulunu 1995 yılında İstanbulda yaptı. EFPM Yönetim kurulunda kurulduğundan bu yana Erdoğan Arıpınar(Türkiye) 2nci başkanlık görevini üstlenmekte; EFPMnin yayın Organı Play Fair Gazetesi ve EFPM Web Sahifesinin genel yayın müdürlüğünü yapmaktadır.

*NOT: CIFP ve EFPM hakkında geniş bilgileri Linkler bölümündeki her iki kuruluşun web sahifesinde bulunmaktadır.

Türkiye'de Fair Play

Uluslararası Olimpiyat Komitesi IOC, 1981Yılında Uluslararası Fair Play Konseyi CIFP’i tanıyıp onu bir kuruluşu olarak kabul etmesinden sonra Fair Play IOC ye bağlı milli Olimpiyat komitelerince gündeme alındı. IOC nin her komitede Fair Playle ilgili bir komisyon kurulmasını tavsiye etmesine üzerine; Türkiye Milli Olimpiyat Komiteside bu konuda çalışmalara başladı.17 Kasım 1981 de Turgut Atakolun başkanlığında toplanan TMOk yönetim kurulu Fair Play komisiyonunu tespit etti. Bunlar Dr.Tarık Özerengin, Avukat Merih Sezen ve Spor Yazarı Doğan Koloğlu, Olimpiyat madalyalı atlet Ruhi Sarıalp, Uluslararası boks hakemi Ahmed Cömert olarak onaylandılar. Komite Mayıs ayında Fair Play Ödülü olarak bir plaket ve diploma yapılmasına karar verdi. Yurt çapında araştırmalar yapan komite Türkiyedeki ilk ödülü 1982 yılında İzmirde Balkan Yelken Şampiyonasında Yunanlı rakibi yanlış yola sapınca onu uyaran sağır ve dilsiz yelkenci Varol Hepağuşlara verdi. Fair Play çalışmalarını yürüten bu küçük komite 1983 yılında büyük bir başarıya imza attı Konya Derbentsporun kalecisi İsmet Karababa takımının küme düşmesi pahasına Hakemin tereddütte kaldığı golü doğruluyarak; Türkiye Fair Play Ödülüne değer görülürken; Bisikletçi Ömer Ali Erikçide Akdeniz turunda vitesi arızalana Yunan rakibine bisikletini vermesi ile Fair Play Ödülünü kazandı. ilk defa O yıl Türkiye CIFP Dünya Fair Play Ödülüne her iki sporcuyu da aday gösterdi. CIFP konseyi ittifakla İsmet Karababaya Fair Playın en büyük ödülü (Baron Pierre de Coubertin) ödülüyle değerlendirdi,, Ömer Ali Erikçide Kutlama mektubu aldı.Parisde yapılan törende İsmet Karababaya ödülü verildi. TMOK CIFP’ e resmi üye oldu ve 1984 yılından itibaren aidat ödemeye başladı. 1985 yılından sonra Fair Play çalışmalarını genel sekreter yardımcısı Avukat Bülent Savcı yürüttü.Savcının Vefatından sonra Genel sekreter yardımcılığına gelen Türkay Peker Fair Playden sorumlu oldu.


Türkiye Fair Play Konseyi (2004 / 2008)
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Konseyi 4 yıl için aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir.
Başkan : Erdoğan ARIPINAR
Başkan Yardımcısı : Türkay PEKER
Togay BAYATLI (Doğal Üye)
Üyeler (Soyadı Alfabetiği) :
- Ali ABALI
- Turgay ATASÜ
- Nurhan AYDIN
- Kahraman BAPÇUM
- Aziz BAŞDOĞAN
- Bilge DONUK
- Ali GÜNDOĞAN
- Neşe GÜNDOĞAN
- Turhan GÖKER
- Özcan MUTLUGİL
- Murat ÖZBAY
- Erdem SAKER
- Doğan ŞAHİN
- Oktar TERTEMİZ
- Yılmaz TOKATLI

Türkiye Fair Play Konseyinin adresi şöyledir:

Adres

:

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Konseyi 4. kısım sonu Olimpiyatevi 34158
ATAKÖY / İSTANBUL

Telefon

:

+90 212 560 07 07

Faks

:

+90 212 560 00 55

Spor Haberlerinin devamı için.. www.jaglersport.com